30 Eylül 2013 Pazartesi

BIST HAFTAYA BAKIŞ

HAFTAYA BAKIŞ

FED, 18 Eylül toplantı sonucundan sonra özellikle gelişmekte olan piyasalarda geçici bahar havası yaşandı.  Yerli para birimleri %5 ortalama değer kazanmıştı. Aktif tahvil getirileri yaklaşık % 10,  Özellikle likit banka hisse senetleri ise yaklaşık % 15 getiri sağlamıştı.    Birkaç günlük sert fiyat hareketlerinin çok sağlıklı olmadığı görülüyor.

Geçtiğimiz hafta  yerli para, tahvil ve hisse senetlerindeki kayıplar  hafta boyunca devam etti.  ( maliyetlere doğru geri çekilme )

ABD 10 yıllıklar geçen hafta güvenli liman arayışı etkisi ile %4 değer kaybetti.  FED, faizlerin artmasından rahatsız olduğunu belirtmişti.   Son 2 ayda yeni konut satışları 2013 yılının en kötü performansını gösterdi.  Bekleyen konut satışları da beklentilerin altında kaldı.  Sanayi üretiminin önemli göstergelerinden olan dayanıklı tüketim verisi de beklentilerin altında geldi.

Global ekonomik görünüm,  ABD’den gelen son yeterli görülmeyen verilerle özellikle gelişmekte olan piyasalarda kırılganlığı artırmakta.  Faizlerin yükselmesi ile konut piyasasına ve tüketici güvenine olumsuz etkisini görüyoruz. 

Uzun süren likidite bolluğunun gelişmekte olan ülke cari açığında olumsuz etkisi görülüyor.   Temel sebep iç talep ile büyümenin gerçekleşmesi,  dış talebin büyümeye katkısının düşük hatta negatif olması. ( geçtiğimiz yıllarda büyüyemeyen Avrupa ve ABD ekonomi etkisi. )

ABD ve Avrupa ekonomilerinde görülen ılımlı büyüme sürecinin gelişmekte olan ülke ekonomilerine olumlu katkısı olacaktır. 

Ülkemizde bu dengelenme sürecinde;  artan net ihracatın katkısıyla cari işlemler açığının gerileme trendinde olduğu görülüyor. Cari işlemler açığının milli gelire oranı daha yüksek.   Oranın yüksekliği, özellikle faiz ve hisse senedinde  volatilitenin artmasına neden oluyor.    Uzun vade de,  USD’nin değer kazanması, Türkiye’nin dış finansman ihtiyacı nedeniyle  hem faiz hem de döviz cephesinde sert yükselişler görülmekte.

Pazartesi açıklanacak Türkiye Dış Ticaret Dengesinde; altın hariç tutulduğunda  ihracattaki  yıllık artış ılımlı seyrediyor. Ağu’13 beklentisi  $8,50.  Tem’13 verisine baktığımızda $9,80 açık görülüyor.  İthalattaki yıllık artış %10,  İhracattaki artış ise %2,2.   Altın hariç tutulduğunda ise ilk 7 ayda  ihracattaki yıllık artış %7,   ithalattaki artış ise %4
Salı günü ABD’de  ISM İmalat Sanayi Endeksi, Türkiye  İmalat Sanayi Eylül PMI Endeksi gelecek. Ağustostaki düşüş trendini yerini yükselişe bıraktı. Euro ve ABD ekonomilerinde görülen toparlanma ve TL değer kaybı rekabetçiliği artırmakta.
Perşembe Türkiye TÜFE,  Cuma ABD İşsizlik verisi  yakından takip edilmeli.


BIST data serisi incelendiğinde önemli destek ve hedef değerleri;

74750 ( 3 hafta maliyet )   /  73200 ana destek yatay bandı  /   72600 ( 21 hafta dema maliyet )  /  71450 ( 7 hafta ve 3 ay maliyet )  /  68950 ( 100 hafta maliyet )   önemli destek noktaları.

75470 ( 21 gün dema maliyet )  /  76600-900 bandı  ( 21 ve 56 haftalık maliyet )  /  78400 ( 7 ay maliyet ) ,  79250 ( 200 gün maliyet )   önemli direnç noktaları.



UYARI NOTU :

Burada yer alan yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeler, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi,  beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. 

23 Eylül 2013 Pazartesi

BIST HAFTAYA BAKIŞ

HAFTAYA BAKIŞ
FED, 18 Eylül toplantı Sonucu;  2013/2014 yılları için büyüme hedeflerini aşağı revize etti. Büyüme için daha iyi ekonomik veriye ihtiyaç olduğunu belirterek aylık  $85 milyar  varlık alım programında kesintiye gitmedi.  Son dönemde ekonomiyi destekleyici sektör olan konut sektöründeki faiz artışı dikkat çekici.  Konut Kredi faizleri 3,20’den 4,60’a çıktı. Konut sektöründeki iyileşme inşaat sektörü aracılığı ile istihdam piyasasında toparlanmanın da önemli kaynağı. 
Eylül’12 ( varlık alımının $85 milyar çıkartıldı ) Ağu’13 sürecinde istihdamda ciddi bir iyileşme sağladı.  %8,1’den işsizlik oranı %7,3’e geriledi. İlk 8 ayda aylık ortalama istihdam artışı 200 bin. Böyle devam ederse %7  seviyesine ulaşması için 4 aya ihtiyacı var.  Aylık artış bu hızla devam ederse politika faiz artırımı için öngörülen orana ulaşması ( %6,5 ) için 1 yıla ihtiyacı olacak.  Yapılacak sıkılaştırmanın ekonomide ve istihdamdaki iyileşme hızını yavaşlatacağı düşünülüyor. Görülen iyileşmenin sürdürebilirliliği için iyi verilerin devam ettiğini görmek istiyor.
Varlık alımında azaltmaya gitmemesinin sebebi,  May’13 sonrasında piyasa faizinde görülen yükseliş ve sonucunda zayıflayan büyüme hedefleri.  Faiz artışı,  büyümenin önünde en önemli etken.
Tabii kısa vade de sıcak gündem maddesi; yeni bütçe ve borç limiti ile ilgili politik uzlaşmazlığın getireceği riskler göz ardı edilmemeli. Varlık alımının azaltımı ile ilgili bir taahhüt olmadığı için her toplantısında artık sürpriz bir karar çıkabilir.
FED’in yeni projeksiyonuna göre ABD 10 yıllık faizler 2013 için 2,8/3,0 aralığında olması beklenebilir. ( şu an 2,73 )   2014 için sıkılaştırmanın başlaması ile 100 baz puanlık artış beklenebilir. ( 3,8/4,0 aralığı )
FED’in kararının gelişmekte olan ülke piyasalarına, emtia ve kıymetli madenlere olumlu yansıması oldu. Son projeksiyon ile ABD’de faizler yükselse bile GOÜ piyasaları  son dönemde yaşadığımız sert türbülansa girmeyecektir.

FED, 2013 yılına yönelik büyüme beklentisi üst sınırını 2,6’dan 2,03’e  revize etti. 2 ile 2,3 arasında büyüme öngördü. 2016 yılına yönelik büyüme beklentisi ise 2,5 ile 3,3 arasında olurken, işsizlik oranının 5,4 ile 5,9 arasında olacağı tahmininde bulundu.


Türkiye Piyasasının cazibesi geri gelecek mi ?  Dış finansmana ve küresel likiditeye aşırı hassasiyeti göz önüne alındığında cevap evet.   Tabii ilk gün olay abartıldı.  Likit banka hisselerinde ort.%12 artış kar realizasyonlarını da getirecektir. Aşırı  fiyat hareketlerinde karlar realize edilmeli.   Perşembe %12 değer artışı yaşayan banka hisseleri Cuma günü ort. %5 değer kaybetti.  Yine likit bankalar ve tüketime dair sektör hisseleri ve THYAO ve PGSUS ön planda olacaktır.
Eylül 2. Haftasında Türk hisse senetleri ve devlet tahvillerine yabancı girişi oldu. Devlet tahvillerine  giriş $135 milyon, $262 milyon oldu. Bu veriler FED kararı öncesine ait olduğunu değerlendirdiğimizde, önümüzdeki haftalarda girişlerin devam edeceği görülüyor. Bankacılık sisteminin yabancı para mevduatı aynı haftada $1,9 milyar arttı. Güçlü hisse talebi ayı piyasasının değiştiğine işaret ediyor.  Sert çıkışta kar satışlarının gelmesini unutmamalı.
Başbakan yardımcısı Ali BABACAN Orta Vadeli Planı Kurban Bayramı öncesinde tamamlanacağını belirtti.  Geçen hafta verileri aktarmıştım. Dış talep artışını, ihracatı artırıcı program açıklanmasını bekliyorum.   Babacan büyümenin kalitesi konusunda endişelerini dile getirdi. 

Açıklanan Haz’13 İşsizlik verisi Haz’12 de %8 olan işsizlik oranı,  Haz’13’te %8,8’e yükseldi. Mevsimsellik etkisinden arındırılmış işsizlik oranı ise %8,87’den %9,66’ya yükseldi. Tarım dışı işsizlik oranı, önceki yılın aynı dönemine kıyasla daha yüksek  ( %11 ) gerçekleşti.  

Tem’13 Kısa Vadeli Dış Borç Stoğu;   $125,7 milyar açıklandı.  (  Tem’12 de $96,2 milyar ) Dış borç stoğunun %69’u finansal kuruluşlara ( çoğunluğu bankalara ) ait olup %26’sı ticari kredilerdir.

Tem’13 Özel Sektör Borcu;  $146 milyar. ( Tem’12 $123 milyar )  Toplam borcun %42’si finansal kuruluşlara, %58’i finansal olmayan kuruluşlara aittir.


BIST data serisi incelendiğinde önemli destek ve hedef değerleri;

77400/77200 bandı ( 21 hafta  ve son 3 gün maliyeti ) ,  76800 ( 56 gün maliyet ), 75000 ( 7 gün maliyet ),  72550 ( 3 ay maliyet )  önemli destek noktaları   
78900 ( 7 ay maliyet ) ,  79250 ( 200 gün maliyet )  Bu seviyelrin üzerine çıkılması piyasanın çok güçlü olduğunu gösterir.  80500 / 82200 / 84400  hedef değerler olacaktır.



UYARI NOTU :

Burada yer alan yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeler, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi,  beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. 

16 Eylül 2013 Pazartesi

BIST HAFTAYA BAKIŞ

HAFTAYA BAKIŞ
Sanayi Üretimi; Temmuz ayında geçen yılın aynı dönemine göre %5,8 artış gösterdi. ( Piyasa beklentisi %4,6 ) Sermaye malı imalatı %13 ile ciddi bir büyüme kaydederken,  bu durum yatırımların artışı için de önemli bir gösterge olabilir.  ( Haziran ayında %10’luk artış vardı. ) Sanayi üretimindeki büyüme birkaç lokomotif sektör tarafından desteklenirken ( motorlu taşıtlar ), üretimdeki toparlanma 3. Çeyrekte devam edecek gibi görünüyor.
2ç13 GSYH Büyüme Oranı; %4,4 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Özel tüketim,  kamu harcamaları ve stoklardaki artış önemli rol oynadı.  Bir önceki çeyreğe göre büyüme hızı %2,1 oldu.  Tabloda dış talepteki daralma dikkat çekici. İç talebin canlı olması büyümede önemli faktör.  Dış talepte artışı ivmesini yakalamamız şart. Önümüzdeki dönemde TCMB’nın sıkılaştırıcı politikası ve artan  faiz oranlarından dolayı büyüme hızı bir önceki çeyreğe göre yavaşlayabilir.  (  reel sektör güven endeksine göre azalan yatırımcı iştahı da bu sinyali veriyor. ) 


Haz'13
Mart'13
Ara'12
Eylül'12
GSYIH
4,4
2,87
1,4
1,54
Sanayi
3,14
1,13
-0,42
1,55
İç Talep
5,15
3,46
0,33
0,49
Dış Talep
-3,04
-0,59
2,39
2,67
Temmuz Ödemeler Dengesi; Cari açık yıllık  bazda %42 artış gösterdi.  ( $5,8 milyar ) Piyasa beklentilerinin üzerinde arttı.  Turizm gelirlerinde uzun dönemli güçlü büyüme sürecinden sonra son dönemde çok sınırlı kalması cari açığın,  beklentilerin üzerinde gelmesindeki ana etken. ( sokak protestolarının etkisi ) 
Cari  açık verisinde finansman tarafının zayıflığı dikkat çekici.  $4,8 milyar net hata noksan kalemi olmasa rezervdeki  erime çok daha yüksek olacaktı.  Sonuç itibariyle, cari açık verisi  sermaye girişlerinin küresel konjonktüre hassasiyetini gösterdi. TL’nin kırılganlığını hatırlattı.  ( veri 2 ay geriden geldiği için TL’nin mevcut seviyeleri bu zayıflığı gösteriyor. ) 
Cari açığın finansman tarafında, sermaye dengesinin $764 milyon negatifte olduğunu görüyoruz.  Türkiye’de ender görülen bir durum. Açığın finansmanında Türkiye genelde pozitif sermaye dengesi üretmektedir. 

BDDK verilerine bankalarda yılbaşından bugüne; 
Kredi büyümesi %21,9 ( son 5 yılın ort.  %14,6 ),    TL Kredi büyümesi %19,7 ( 5 yılın ort. %15,4 ),  Tüketici kredi büyümesi %20,3 ( 5 yıllık ort. %14,8 ) 
Yalnızca 3ç13 için çeyrek başından bugüne borç verme büyümesinin %5 ile  son 5 yılın ortalamasının ( %2,5 ) üzerinde olduğunu görüyoruz. 
Mevduat bankaları Tem’13’te  TL2,5 milyar net kar elde etti. ( yıllık bazda %52 artış, aylık bazda %12 artış )  Yılın ilk yedi ayında mevduat bankalarının net karı yıllık bazda %26 arttı.
S&P,   Avrupa’daki gelişmekte olan ülke derecelerinin kırılganlığı hakkındaki değerlendirme raporunda, Türkiye’nin hassas ekonomik ve politik durumunun, tüm gelişmekte olan piyasalar üzerindeki FED’in canlandırma önlemlerini azaltacak olmasının etkisinin ülke ve kredi derecesi üzerinde toplandığını belirtti.  Türkiye’nin notunu durağan görünümle BB+ olarak belirlemişti. Üç büyük derecelendirme kuruluşu içinde Türkiye’yi yatırım yapılabilir derecesinde sınırlandırmamış olan tek kuruluş.  S&P %3 ve %3,6 2013 ve 2014 GSYİH tahmininde bulunuyor. Reel faiz oranlarındaki artış ve TL’nin değer kaybı ile birlikte zayıflayan kredi büyümesiyle aşağı yönde riskler olduğunu belirtti.
BIST tarafında iki haftalık taban oluşumundan sonra alıcılı bir piyasa hakimdi. ( haftanın son günü odatv de çıkan koç ve doğan grubu ile ilgili soruşturma haberi (!) endeksi %2,5 grup hisselerini daha fazla negatif etkiledi. ) 
Uluslararası konjonktürde  yeni olumsuz koşul oluşmaz ise 64000 endekste taban oluşumu geçerlidir.   Koşula bağlı her geri çekilme ve maliyet seviyesi alım yeri olarak değerlendirilmeli.
Önümüzdeki hafta ABD’den Çarşamba günü FOMC projeksiyon ve bildirimi ayın en önemli gelişmesi olacak.  
BIST  data serileri incelendiğinde önemli destek ve hedef değerleri; 
71600 ( 21 hafta dema )  /  70700 ( 7 hafta )  /  68600-400 bandı ( 100 hafta ve son 3 hafta )  /  64200 ( 200 hafta )  önemli destek noktaları   
72050  ( 3 gün )  /  72550 ( 56 gün )  /  73200 uzun vadeli önemli direnç seviyesinin üzerine çıkılması durumunda ise yeni olumlu bir trend başlar.




UYARI NOTU :

Burada yer alan yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeler, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi,  beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. 

9 Eylül 2013 Pazartesi

BIST HAFTAYA BAKIŞ

TCMB,  Mayıs’13   PPK toplantısında,  enflasyona ilişkin yukarı yönlü risklerin sınırlı olduğunu ve finansal risklere ( hızlı sermaye girişine bağlı TL değerlenmesi )  karşı politika faizini  %5’ten %4,5’a  çekmişti.   Mayıs   ayının ikinci yarısında dünyada başlayan  ve hala devam eden tahvil faiz artışı trendi,   gelişmekte olan ülkelerden hızlı sermaye çıkışını  beraberinde getirdi.   TL %15’i aşan oranda değer kaybetti.
Sayın Başçı’nın 27 Ağustos tarihinde  yaptığı açıklamalar  uzun süre konuşulacaktır.  Çok basit bir şekilde düşünüp yakışık almayan yorum yapanlar çoğunlukta.
Geçen hafta  TCMB  analist bilgilendirme  toplantısında biraz daha ayrıntılı bilgi verildi.  TCMB’nin para politikası planları ve araçlarını net bir şekilde ortaya koydu.   Uygulanacak  planlarda olağanüstü piyasa koşullarında tabii ki değişikler gündeme gelebilir.
TCMB,  faiz  koridorunun üst bandında artırım planlamadıklarını ( %6,75-7,75 bandı ),  enflasyonun %6,2  tahminine gelene kadar faizin bu aralıkta belirleneceğini teyit etti.
TL’de yaşanacak değer kaybı eğilimine karşı,   forward satışları, bankalar ile  döviz  swap hattı kurulması  gibi  planlarının olmadığı anlaşılıyor.   FED tahvil alım programının piyasa tarafından fiyatlandırıldığı için faiz artışı planlamadığı net ifade ediliyor.  GOP ülkelerine fon girişinin yeniden başlayacağı, TL ve faizdeki  dalgalanmanın ivmesinin azalarak devam edebileceği ve düşüşe geçeceği öngörülmekte.   Geçen hafta sadece net rezervlerin değil,  brüt rezervlerin de kullanılabileceğini belirtmişti.
TCMB’ nin  bundan  sonraki  süreçte  TL değer kaybederse yapacağı hamleler; döviz satışına devam, döviz zorunlu karşılık oranlarında indirime gitmek, ( döviz yükümlülük oranı %13.   2008 krizinde %9’a kadar indirilmişti. ), rezerv opsiyon katsayısında indirime giderek döviz likiditesi sağlamak.  Oranların aşağı çekilmesi piyasada döviz likiditesi açığa çıkaracaktır.
USD/TL’nin aylık data serisi incelendiğinde; son 3 ay maliyeti 2,00 /  7 ay maliyeti 1,9180 / 21 ay maliyeti 1,8320 seviyesinde.  Sert hareketler sonlandığında, TL yeniden uzun vadeli değerlenme sürecine girmesi ile aşağıda kalan maliyetleri, piyasa koşullarına göre test edecektir.  FED programının olumsuz etkisinin GOP’lara yansımasının tamamlanması, TCMB’nin elini güçlendirecektir.  Geriye sorun olarak Suriye ve oluşabilecek politik risk kalmakta.
Volatilite durulduğunda  kısa vadeli fon ve yatırım amaçlı para girişi başladığında TCMB’nin başarılı bir yönetimle bu süreci atlattığını göreceğiz. 
Faizlerde yükselişe gerek kalmadan, TL değerlenmeye başlayacak, değer kaybetmiş TL’nin dış talebi olumlu etkilemesi sayesinde orta vade büyüme trendimizde bir değişiklik olmayacaktır.
Yüksek faiz, düşük büyüme oranı, tutmayan enflasyon hedefi bize kalan maliyetler olmaması için TCMB elinden geleni yapıyor.  Kötü yorum ve açılımlara çanak tutmamak gerekiyor.
Yeni bir sanayi hamlesi ile katma değeri yüksek projeler hayata geçirilebilir. Yerli otomobil projesi,  ihale süreci yıl sonuna kadar tamamlanması planlanan YERLİ TANK projesi,  yerli uçak üretimi hatta gemi sanayinde yapılacak çalışmalarla sanayi üretimine ivme kazandırılabilir. 

BIST tarafında ise son  2 haftadır taban oluşumu çalışması gözlemleniyor.  Yeni olumsuz koşul oluşmaz ise 64000 endekste taban olacaktır.  Banklardaki fiyat hareketleri ilgi çekici.  Eylül ayı mevsimsel olarak Türk hisse senetleri için iyi bir ay.  2004 ve sonrası BIST her Eylül ayında ortalama %4 prim yapmış.  Mayıs ayından itibaren değer  kaybını da dikkate alırsak  Eylül tepki ayı olabilir.   ( OTKAR ve TMSN  tank projesinde ön plana çıkacağı için stok yapmaya başlanmalı. )

BIST  data serileri incelendiğinde önemli destek ve hedef değerleri;   67150 ( 3 hafta )  /  65500 ( ~ 3 yıllık maliyet )  /   64200 ( 200 hafta maliyet )  /  59900 ( 56 ay maliyet ) önemli destek noktaları,     
68450 ( 100 hafta maliyet )   /    70850  ( 7 hafta maliyet )  /  71950 ( 21 haftalık dema )   72800  ( 56 gün maliyet )  önemli direnç noktaları.



UYARI NOTU :

Burada yer alan yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeler, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi,  beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir. 

2 Eylül 2013 Pazartesi

BIST HAFTAYA BAKIŞ

HAFTAYA   BAKIŞ 

TCMB  Başkanı Başçı’nın basın toplantısında yaptığı açıklamalar piyasada güçlü bir Merkez Bankamız olduğunu gösteriyor. ( Bir türlü kararlarını beğenemeyenler zaman içerisinde yen haksızlık ettiklerini görecektir. )
Kısaca hatırlarsak;  Piyasalardaki dalgalanmaların kaynağı ABD varlık alım programının azaltılmasının getirdiği portföy dengelenme sürecinde, Türkiye’de yaşanan dengelenmenin beklenenden daha fazla olduğu,  Döviz kurlarındaki yükselişin kalıcı olmadığı ve yıl sonunda 1,92 altında kalıcılığı konusunda emin,  Döviz kurunun dengelenmesinde  bilanço boyutu kullanılacak. ( TCMB bilançosundaki  net dış varlıklarını azaltıp, net TL varlıklarını artıracak.b Sonucunda kredi büyümesinde de kademeli bir yavaşlama görülecek. )  
Gelişmekte olan ülkelerde varlık fiyatları arasındaki korelasyon yükselmiş durumda;  nedeni, yatırımcıların tüm riskleri aktiflerden aynı anda çıkmak istiyor oluşu.   Aynı anda yerel para değer kaybediyor,  hisse senetleri değer kaybediyor, faizler yükseliyor.  Böyle bir ortamda faiz artırım sinyali vermek daha fazla zarar verecektir.
Reel döviz kurunun her yıl %2 değer kazancı makul görülmekte.  Bu trende göre döviz kurunun tekrar 1,88 gelmesini öngörüyor. TCMB’nin satılabilir döviz rezervinin  $40 milyar olduğu biliniyor.   İhracat Reeskont Kredileri yolu ile döviz rezerv havuzuna yaklaşık  günde $70 milyon girmekte.  Yıl sonu büyüme beklentisi %3-4 arasında. Cari işlemler açığı ise %7,1 altında geleceği; dolayısıyla kurun geldiği seviye bu olumlu seyir ile örtüşmüyor.
Bu açıklamadan sonra faiz artışı bekleyen piyasa da  döviz fiyatlarında yukarı hareket hızlandı.  Piyasanın ve sözde ekonomistlerimizin( ! )   faiz çığırtkanlığı yaptığı bir ortamda Sayın Başçı’nın yaptığı net açıklamalar ve dik duruş gücümüzü artıracaktır.

Öyle bir bölgedeyiz ki,  kaynayan kazan.  Suriye’nin kimyasal silah kullanımına karşı batıdan gelen askeri müdahale sesleri finansal enstrümanlarda  sığda olsa sert hareketlere neden oldu.  Hafta sonu itibariyle görülen,  gelişmekte olan piyasalar para girişi gözlenmesiydi. 

Önümüzdeki hafta sadece Pazartesi olağanüstü gün ilan edildi ve diğer günler normal gün olacak. Ağu’13 enflasyonu  3 Eylül Perşembe açıklanacak.  Parçaları birleştirdiğimizde,  enflasyon iyi gelirse ve MB döviz piyasasına müdahalede bulunur veya bundan hemen önce yabancı para likiditesine dair önlemler alırsa, risk iştahı yüksek yatırımcılar için fırsat oluşturacaktır.  Kısa vade de ana risk Suriye’ye yapılacak askeri müdahale ve boyutu, bizim bu sürecin neresinde olacağımız.

May’13 – Ağu’13 sürecinde  dünya piyasaları  tahvil ve hisse senetleri son 14 ayın en kötü performansını gösterdi.   Eylül ayında yönü  Suriye müdahalesi ve ABD Ağustos tarım dışı istihdam rakamına bağlı.  Geçen hafta ABD’den gelen  data akışında,  tüketici güveni gerilerken, özel tüketim beklentilerin çok gerisinde kaldı.  ABD tahvil pazarında durulma, senaryonun satın alındığını gösteriyor.
ABD dışişleri ve Obama’dan gelen açıklamalar müdahalenin sınırlı ve ucunun açık olacağı ( ! )  piyasalara etkisi olumsuz algılanabilir.  Tarım Dışı İstihdam 190 bini aşması durumunda,  diğer rakamların zayıf kalmasına rağmen,  18 EYLÜL FOMC Toplantısında, varlık alımlarını en az  $10 milyar azaltacağı öngörülüyor.  Haftayı ABD borsaları ekside kapattı. USD diğer para birimlerine karşı değer kazandı. Hava operasyonlarının kısa vade de başlayacağı konuşulmakta.  Saldırılara karşı tepkinin boyutu (  Türkiye, İsrail ve Ürdün’e karşı saldırı, intikam eylemleri gibi. )
ABD kongresinde Ekim ayında sıcak gündem olacak konu ise  federal borç limitini artırma/artırmama tartışması olacak.   Cumhuriyetçiler artırıma karşı,  Obama’dan ciddi tavizler talep edecek olması, ekonomik güvenin sarsılması rahatsızlık yaratacaktır.    Eylül ayı volatilitenin yüksek olduğu bir ay olacaktır.
Gelişmekte olan piyasalarda diplere yakın seviyelerde işlem görmekte.  Taban oluşum süreci uzun sürebilir. 

BIST tarafında  200 hafta maliyet ( 64000 )  /  son 3 haftanın maliyeti ( 69500 ) aralığında bir hafta olacaktır.  Aşırı değer kaybı yaşayan  Otomotiv hisseleri, likit bankalar ön planda olacaktır. 



UYARI NOTU :

Burada yer alan yatırım, bilgi, yorum ve tavsiyeler, yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.  Yatırım danışmanlığı hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır.  Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi,  beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir.